Uluslararası silahlanma eğilimleri: Amerikan hâkimiyeti ve Türkiye'nin savunma ortaklığı

Uluslararası silahlanma eğilimleri: Amerikan hâkimiyeti ve Türkiye'nin savunma ortaklığı
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Rıfat ÖNCEL

SETA (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı)

Ukrayna'daki savaş Avrupa güvenlik ve savunma mimarisini derinden sarsmış, yeni güvenlik ortamı yaratmıştır. Kıtada köklü kırılma yaşayan güvenlik ortamı, Türkiye açısından da önemli sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bunların en önemlilerinden biri devletlerin silahlanma eğilimlerinin karakteristiğinde görülebilir. Bu kapsamda Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) her sene silah ticaretine dair yayınladığı raporlar, bu hususun anlaşılmasında yardımcı olmaktadır. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan güncel SIPRI verilerine göre ortaya çıkan tablo, Avrupa güvenlik ve savunma mimarisinde ortaya çıkan bazı stratejik sonuçları doğrular niteliktedir. Bu durum halihazırda en belirgin şekilde iki düzlemde görülebilir; Avrupa güvenliğinde Amerikan hakimiyetinin artışı ve Türkiye'nin vazgeçilemez bir savunma ortağı konumunun tekrar kabul edilmesi.

Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, devletler arası silahlanma eğilimlerinde de önemli kırılmalar yaratarak, geleceğin silahlanma trendlerine ön ayak olmakla kalmamış, ittifak ilişkilerini de derinden etkilemiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Donald Trump'ın iktidara gelmesi, Ukrayna ve Avrupa Birliği (AB) üzerindeki baskıyı hiç olmadığı kadar artırırken, olası barışın Rusya'yı savaştan "zaferle" ayrılmış askeri dev olarak ortada bırakma potansiyeli, mevcut güvensizlik sarmalını hızla şiddetlendiren bir faktör olarak ortaya çıkmıştır.

Amerikan hakimiyetinin yükselişi ve Avrupa'da hegemonik güvenlik mimarisi

Soğuk Savaş sonrasında hızla askeri küçülmeyle savunma harcamalarını kısmaya giden ve sosyal refah devleti anlayışını benimseyen Avrupa ülkeleri için 2008'de başlayıp 2022'de zirveye çıkan Rusya'nın agresif dış ve güvenlik politikası şok etkisi yaratmıştır. Geçtiğimiz yıllara bakıldığında, Avrupa genelinde hızla artan dışarıdan silah alımları, savaş sebebiyle Rusya'dan algılanan büyük tehdidi gösterir niteliktedir. Bu anlamda 2020-2024 yılları arasında Avrupa'da gerçekleşen silah ithalatının yüzde 155 oranında artış göstermesi dikkat çekicidir. Soğuk Savaş'tan bu yana kıtaya nükleer caydırıcılık dahil güvenlik garantisi sağlayan ABD'nin taahhütlerinin devamı ve güçlendirilmesi bu anlamda daha öncelikli bir politika haline gelmiştir. Bu şartlar altında ortaya çıkan güvenlik ortamı, AB stratejik otonomi arayışının zayıflaması ve ABD hegemonik mimarisinin ortaya çıkışına zemin hazırlamaktadır.

Uluslararası politikada ortaya çıkan güvensizlik ortamı, Amerikan güvenlik garantileri ve siyasi taahhütlerine talebi artırmış, bunun sonucunda ABD'nin dünya silah ihracatındaki payı 2020-2024 döneminde yüzde 43'e yükselmiş ve yüzde 21 oranında artış göstermiştir. ABD'den sonra gelen en büyük silah ihracatçısı 8 ülkenin toplam payı ancak ABD'ye yetişebilmektedir. Söz konusu dönemde ABD'nin 107 farklı ülkeye silah satması, Amerikan müttefik ağının yayıldığı coğrafya açısından anlamlıdır. ABD'nin Avrupa güvenlik mimarisinde artan rolünü gösteren başka bir veri, 2020-2024 dönemi arasında önceki 4 yıllık döneme göre NATO mensubu Avrupa ülkelerinin silah ithalatının yüzde 64'ünün ABD'den gerçekleşmiş olmasıdır. Önceki 4 yıllık sürece göre bu dönemde ABD, payını yüzde 12 oranında artırmıştır. Avrupa'da silah alım miktarının da artmasıyla ABD'nin kıtaya olan silah ihracının yüzde 233 oranında artış gösterdiği görülmektedir.

MAKALENİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.