Türkiye ve İsrail arasında yaşanan 'Suriye gerilimi' hakkında neler biliniyor?

Türkiye ve İsrail arasında yaşanan 'Suriye gerilimi' hakkında neler biliniyor?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Suriye'de Esad yönetiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinin ardından başlayan süreçte en çok kaygı uyandıran unsurlardan biri potansiyel bir Türkiye-İsrail çatışması oldu.

Yeni Suriye yönetimi ile çok iyi ilişkileri bulunan Türkiye'nin bu ülkedeki askeri varlığını daha da genişletme ve daha kapsamlı askeri üsler elde etme ihtimali uluslararası toplumda sık sık gündeme geldi.

İsrail de aynı süreçte Golan Tepeleri'ndeki hakimiyetini Suriye toprakları içinde yeni tampon bölgeler oluşturmak üzere genişletti.

İsrail ayrıca Suriye'nin mevcut askeri kapasitesini zayıflatmak için askeri harekatlarını yoğunlaştırdı.

7 Ekim 2023'te başlayan İsrail-Hamas savaşı nedeniyle ilişkileri zaten son derece gergin olan Türkiye ve İsrail'in Suriye'de karşı karşıya gelme ihtimali bölgesel istikrar kaygılarını derinleştirdi.

Türkiye üs iddialarına ne yanıt veriyor?

Gerilimi somutlaştıran gelişme ise geçen hafta İsrail tarafından gerçekleştirilen askeri saldırılar oldu.

İsrail ordusu, 2 Nisan gecesi Şam, Hama ve Humus şehirlerinde askeri ve bazı altyapı tesislerini vurduğunu açıkladı.

Bu tesisler arasında T4 askeri üssünün de yer aldığı aynı açıklamada yer aldı.

Suriye'nin Palmira kenti yakınlarındaki T4 askeri tesisinin Türkiye tarafından üs haline dönüştürülmesi, bu üsse hava savunma sistemlerinin de yerleştirilmesi son dönemde basında yer alan iddialar arasındaydı.

İsrailli kaynaklar, diğer vurulan üsler ve altyapı tesislerin de Türkiye'nin ilgisi dahilinde olduğunu iddia ettiler.

Türk Savunma Bakanlığı kaynakları, Şam ile askeri işbirliği konusunda görüşmelerin yapıldığını doğrularken, askeri üs kurulmasına ilişkin iddialarla ilgili resmi açıklama yapmadılar ve basında çıkan bu tür iddialara itibar edilmemesi çağrısında bulundular.

Türkiye ve Suriye'nin savunma ve güvenlik konularında bir anlaşma yapma konusunda mutabık kaldıkları, fakat bunun ayrıntılarının belirlenmediği taraflarca yapılan açıklamalara yansıdı.

İsrail saldırılarında hedef alınan T4 askeri üssü.

İsrail basınına konuşan ancak ismi açıklanmaya yetkililer İsrail Ordusu'nun T4 askeri tesisine saldırılarının Türkiye'ye bir "mesaj" olduğunu söyledi.

Bu mesaj basında İsrail'in Türkiye'nin bu bölgede askeri üs kurmasına "izin vermeyeceği" şeklinde yorumlandı.

Aynı günlerde İsrailli üst düzey yetkililerin başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye'ye dönük eleştirel açıklamaları da gerilimin dozunu artırdı.

İsrail, Esad yönetiminin devrilmesinden sonra başkent Şam dahil birçok yerde saldırılar düzenledi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, "diktatör ve anti-semitik" tanımını kullandığı Erdoğan'ın "hem bölge hem de kendi halkı için tehlikeli" olduğu iddiasını dile getirdi ve NATO'nun da artık bunu görmesi gerektiğini söyledi.

İsrail Dışişleri Bakanı'nın bu açıklamayı NATO dışişleri bakanlarının Brüksel'de toplandığı 3 Nisan'da yapması ayrıca dikkat çekti.

Saar'ın açıklamaları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 30 Mart'ta "Filistin'de yaşananları görüyoruz, biliyoruz. Siyonist İsrail'i Rabbim kahhar sıfatıyla kahru perişan eylesin" demesinin ardından geldi.

Türkiye ve İsrail'den karşılıklı açıklamalar

İsrail ile yaşanan bu gerilime ilişkin ilk kapsamlı değerlendirmeler Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından 4 Nisan'da Brüksel'de yapıldı.

Reuters'a konuşan Fidan'ın en temel mesajı Türkiye'nin İsrail "çatışma" istemediği oldu:

"Her şeyden önce, biz Suriye'de İsrail ile bir çatışma istemiyoruz. Çünkü Suriye, Suriyelilere aittir. Suriye, Türkiye'ye ait değildir. Suriye, İsrail'e ait değildir."

Fidan ayrıca Şam yönetiminin istediği ülkeyle işbirliği yapabileceğini, buna İsrail'in de dahil olduğunu kaydetti.

Fidan'ın bu açıklamalarını ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile 3 Nisan'da yaptığı görüşmenin hemen ardından yapmış olması dikkat çekti.

Fidan'ın açıklamalarından saatler sonra adı açıklanmayan üst düzey bir İsrailli yetkili, İsrail'in de Türkiye ile Suriye'de bir çatışma istemediğini gazetecilere açıkladı.

Ancak, aynı yetkili, Türkiye'nin İsrail sınırlarına yakın bölgelerde tahkimat yapmasına da izin verilmeyeceğini, bunu engellemenin birçok yolu olduğunu da kayda geçirdi.

Fidan'dan IŞİD vurgusu

Türkiye'nin Suriye'ye dönük yoğun bir askeri gündemi bulunuyor.

2016'dan bu yana Suriye'nin kuzeydoğusunda askeri varlık bulunduran Türkiye, sınırlarını "terör örgütlerine" karşı korumak amacında olduğunu vurguluyor.

IŞİD ile mücadele koalisyonunda yer alan Türkiye, "terör örgütü" olarak tanımladığı Halkın Savunma Birlikleri (YPG) ile de aktif mücadele ediyor.

YPG, ABD'nin IŞİD'e karşı işbirliği yaptığı Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) omurgasını oluşturuyor.

8 Aralık sonrası süreç, Türkiye'nin bu ülkedeki askeri varlığını ve ilgisini artırmasına neden oldu.

Rusya ve İran'ın çekilmek zorunda kaldığı Suriye'de yeni yönetimle işbirliğini kuvvetlendirmek isteyen Türkiye açısından ilk önemli proje IŞİD ile mücadeleyi "bölgesel bir platforma" taşıma çalışmaları oldu.

Dışişleri Bakanı Fidan, geçen hafta yaptığı açıklamada, İsrail ile çatışma yaşamak istemediklerini vurguladıktan sonra Türkiye'nin askeri gündemine ilişkin kapsamlı bir açıklama yaparak, planlanan askeri varlığın tek amacının IŞİD ile mücadele olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin İsrail'e karşı bir askeri yapı oluşturmak niyetinde olmadığını kaydetti.

'Suriye'ye komşu ülkeler birlikte çalışabilir': Türkiye, IŞİD'le mücadeleye nasıl bakıyor?

Fidan, Türkiye'nin bölge ülkeleri Suriye, Ürdün, Irak ve Lübnan'la birlikte IŞİD'e karşı bir platform oluşturmak istediğini, bunun Suriye'nin ve bölgenin güvenliği için gerekli olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanı bu konuyu ABD ile de konuştuklarını ve IŞİD'in yeniden canlanmasının önlenmesi için bölge ülkelerinin sorumluluk alması gerekliliğinin ABD Başkanı Donald Trump'ın vizyonuyla uyuştuğunu ekledi.

Türkiye, Suriye, Ürdün, Irak ve Lübnan dışişleri ve savunma bakanları ile istihbarat şefleri Mart ayında Amman'da bir araya gelmişler ve IŞİD'e karşı bir platform oluşturmak konusunda uzlaşmışlardı.

Anlaşma kapsamında Suriye'de bir "müşterek harekat merkezi" kurulması konusunda mutabakat sağlandığı belirtilmişti.

Harekat merkezinin nerede ve nasıl kurulacağının beş ülke yetkililerinin ileriki günlerde Türkiye'de yapmayı planladıkları ikinci toplantıda ele alınması bekleniyor.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.