Su diye mikrop mu içiyoruz?

Su diye mikrop mu içiyoruz?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Plastik su şişeleri sağlık açısından ciddi riskler barındırıyor. Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, plastik şişelerin içerisinde kanserojen ve kimyasal maddelerin bulunduğunu belirtti, özellikle uzun süre güneş altında kalan ya da bekletilen şişelerde mikroorganizmaların üreyebileceğini vurguladı.

Plastik su şişelerinin tehlikesi her geçen gün daha fazla gündeme geliyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, plastik şişelerin sağlık açısından ciddi riskler barındırdığını belirtti.

Plastik şişelerin içerisinde kanserojen ve kimyasal maddelerin bulunduğunu vurgulayan Doç. Dr. Diktaş, özellikle uzun süre güneş altında kalan ya da bekletilen şişelerde mikroorganizmaların üreyebileceğine dikkat çekti.

UZUN SÜRE BEKLETİLEN PLASTİK ŞİŞELERDE ÇATLAKLAR OLUŞABİLİR

Plastik şişelerin hayatın birçok alanında kullanıldığını hatırlatan Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, bu şişelerin sağlık açısından oluşturabileceği riskleri anlattı. Doç. Dr. Diktaş, “Plastik su şişelerinin içinde barındırdığı kimyasal ve kanserojen maddeler sağlık açısından ciddi riskler taşıyor.

Özellikle uzun süre güneşe maruz kalan veya bekletilen plastik şişelerde çatlaklar oluşabilir. Bu çatlaklar, mikroorganizmaların üremesi için uygun ortam hazırlar. Yeterli hijyen sağlanmazsa, mide ve bağırsak enfeksiyonlarına yol açabilir” dedi.

TEK KULLANIMLIK OLMALI

Plastik su şişelerinin tek kullanımlık olması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Diktaş, “Plastik şişeleri mümkünse hayatımızdan çıkarmalıyız. Cam şişe kullanımına geçmek, sağlık açısından çok daha güvenlidir.

Eğer plastik şişe veya damacana kullanımı zorunluysa, hijyen kurallarına azami özen gösterilmeli ve tek kullanımlık şişeler tekrar tekrar kullanılmamalıdır” şeklinde konuştu.

Plastik damacana ve pet şişelerde satılan sular içinde bulundukları ambalajdan olumsuz biçimlerde etkileniyor. Güneş ışınları, sıcaklık, taşınma sırasında zedelenmeler ve benzeri fiziki nedenlerle suya mikroplastiklerin karışmasına neden oluyor.

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde görevli ve aynı zamanda plastik kirliliği ve etkileri üzerine de çalışmaları olan Doç. Dr. Sedat Gündoğdu damacana su içenlerin maruz kaldığı mikroplastiklerin iki kaynağı olduğunu söyledi ve ekledi:

“Birincisi suyun paketlenmesi esnasında mikroplastik bulaşması için özel önlem olmamasından kaynaklı ortamdan ve paketleme ekipmanından kaynaklanabilecek bir bulaşma, diğeri de damacanın özellikle kapaklarından kaynaklanan mikroplastikler.

Damacana suları su sebilleriyle birlikte kullananların damacanayı sebile yerleştirirken kapağı delmek suretiyle yerleştirmesi sonucu ciddi miktarda mikroplastik sebilin haznesi üzerinden tüketicinin bardağına bulaşıyor. Dolayısıyla yerel yönetimlerin vatandaşları damacana suya mahkum etmemek için çeşmeden içilebilir su sağlaması oldukça önemli.”

Ambalajlı suları tüketerek ne kadar mikroplastiğe maruz kalıyoruz?

Boğaziçi Üniversitesi Su Yönetimi Uzmanı Dr. Akgün İlhan, bu sorumuza şöyle yanıt verdi:

“Alınan bir litrelik ambalajlı suda ortalama olarak 10,4 adet 100 mikrondan büyük mikro plastik bulundu. 100 mikrondan daha küçük mikro plastik parçası sayısı ise ortalama olarak 314 olarak tespit edildi.

Yani günde 2 litre ambalajlı su içtiğinizde vücudunuza girecek mikroplastik sayısı 1277’ye çıkıyor. Bunların bir kısmı dışkılamayla vücuttan atılsa da bir kısmı kalıyor. Bedenlerimiz yıllar içerisinde adeta mikroplastik çöplüklerine dönüyor.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.