Şuay Nilhan AÇIKALIN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025’teki ilk ziyaretlerini sırasıyla Malezya, Endonezya ve Pakistan’a gerçekleştirdi. Coğrafya olarak uzak gibi gözükse de Türkiye’nin, bu üç ülkeyle derin ve köklü bağları; önemli bir geçmişi var. Osmanlı dönemine dayanan bu derin bağ, ülkeler arasında uzakları yakın ederken; gönüllerin her daim bir olmasını sağlamıştır. Son 20 yılda Türkiye’nin bu üç ülkeyle ilişkileri, her alanda çok boyutlu olarak daha da derinleşmiş; stratejik ortalık seviyesine çıkmıştır. Bu yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Asya turunun ikili ve çok taraflı iş birlikleri bağlamında bölgesel ve küresel etkileri kaleme alınmıştır.
Kalbimin Tek Sahibi: İlk Durak Malezya
16. yüzyıla dayanan Malezya-Türkiye ilişkileri, derin köklere sahip olmakla beraber özellikle Anadolu’nun İstiklal Savaşı ilham kaynağı olmuş, bölgeyi siyasal ve düşünsel boyutta etkilemiştir. 1957’de başlayan iki ülkenin resmi ilişkileri aynı zamanda bölgesel ve küresel dinamiklerden de etkilenmiştir. 2003 sonrasında Türkiye-Malezya ilişkileri stratejik bir boyuta evrilmiştir. Serbest Ticaret Anlaşmasının imzalandığı 2014, bu anlamda önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihten itibaren Türkiye ve Malezya arasında karşılıklı üst düzey ziyaretler gerçekleşmiş ve kritik stratejik alanlarda iş birliği başlamıştır.
İkili ilişkilerin 60. yılı kutlanırken; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şubat 2025’te gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında iki ülke arasında ticaret, enerji ve savunma sanayii alanlarında 11 anlaşma imzalanmıştır. Bu noktada, özellikle savunma sanayiinde yapılan anlaşmaların sadece iş birliği değil aynı zamanda ortak savunma ekosistemini de güçlendirmeye yönelik olduğunu vurgulamak gerekir. Elbette bu anlaşmaların yanı sıra bu ziyaretin ana gündem maddelerinden biri hiç şüphesiz Filistin-İsrail meselesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı Enver İbrahim, 1967 sınırları çerçevesinde iki devletli çözüme ilişkin desteklerinin de yeniden altını çizmiştir.
Malezya ziyaretinden geriye kalan en güzel, en özgün anekdot, hiç şüphesiz ziyaretin ardından Başbakan Enver’in yayınladığı video ve o şarkının “Kalbimin Tek Sahibine” sözleriyle lider diplomasisinde açtığı yepyeni ve bambaşka sayfadır.
Endonezya: Mesafeleri Aşan Yakınlık
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malezya sonrasında ikinci durağı, dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya idi. Malezya gibi Endonezya da Türkiye ile 16. yüzyıla dayanan derin tarihi ilişkilere sahip. 1950’de yeniden tesis edilen ikili ilişkiler, 2004’teki tsunami felaketinden sonra Türkiye’nin desteği ve Başbakan Erdoğan’ın ziyaretiyle siyasi ve insani bağlamda ivme kazanmıştır. Özellikle, 2011’de iki ülke arasında imzalanan Türkiye-Endonezya: Yeni Dünya Düzeninde Güçlendirilmiş Ortaklık ile stratejik ortaklık seviyesine çıkmıştır.
2025 itibariyle Türkiye-Endonezya ilişkileri 75. yılını kutlarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretiyle ikili ve çok taraflı platformlarda iş birliğinin taçlandığını söylemek gerekir. Ziyarette on iki ayrı anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmalar eğitimden sağlık alanına kadar geniş bir perspektifi kapsarken, savunma sanayii alanında iş birliği yine ziyaretin merkezine oturmuştur. Cumhurbaşkanı Prabowo, önceki hükümet döneminde savunma bakanlığı görevinde bulunması hasebiyle Türkiye ile savunma sanayii iş birliğinin ileriye taşınmasını önemseyen bir liderdir. Dolayısıyla, bu ziyaret kapsamında ikili ilişkiler, satın alma faaliyetlerinin çok ötesine geçmiş, "Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması" ile Endonezya'da kurulacak İHA fabrikası için ortak girişimde bulunulmasına karar verilmiştir.
Bu ziyaretin öne çıkan başlıklardan diğerleri ise Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşasında Türkiye’nin oynayacağı etkin rol ile Türkiye ve Endonezya’nın uluslararası platformlarda yapacağı iş birliğidir. Bu bağlamda; G-20, ASEAN ve İslam İşbirliği Teşkilatı içerisinde Türkiye ve Endonezya’nın bölgesel ve küresel sorunlara ortak bir tutum sergileme kararı alınmıştır. Bilindiği üzere, Endonezya İsrail’i tanımayan ülkelerden birisi olarak Filistin diplomasisi konusunda önemli bir aktördür. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Prabowo uluslararası platformda daha çok iş birliği mesajı vermişlerdir.