ABD politikaları: İç içe geçen çizgiler ve sürprizler

ABD politikaları: İç içe geçen çizgiler ve sürprizler
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Rıdvan Seyyid

Lübnanlı akademisyen, siyasetçi- yazar /Lübnan Üniversitesi'nde İslami ilimler profesörü

independent.co.uk - Independent Türkçe

Amerikan politikaları son zamanlarda bizi iki gelişme ile şaşırttı:

ABD Özel Temsilcisi ile Hamas yetkilileri arasında iki haftadan fazla süren gizli görüşmeler ve Suriye'nin kıyı şehirlerinde yaşanan korkunç güvenlik olaylarının ardından Suriye yönetiminin Kürtler ve Dürziler ile anlaşmaya varması.

Gazze ve Hamas açısından sürpriz veya sürprizler, İsraillilerin, ateşkesin ilk aşamasının sona ermesinin ardından, İsrail ordusunun savaşa geri dönmeye hazırlandığını söyleyip ikinci aşama için müzakerelere başlamayı reddetmesidir.

Bu durumda Trumpçılar Hamas ile yaptıkları müzakerelerde İsrail ile koordinasyonda bulundular mı ya da onunla koordineli hareket ediyorlar mı?

Amerikan ve İsrail medyası, Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bakanların, bu tuhaf gizli görüşmelerden rahatsız olduğunu belirtiyor.

Ancak Trump'ın çok kıvrımlı ve dönüşlü, İsrail'in istemediği hedeflere ulaşılmasına yol açabilecek taktiklerine karşı çıkamazlar.

ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı, Amerikalıların yaptığı her şeyin İsrail'in çıkarına olduğundan emin.

Aynı zamanda ABD dünyanın en büyük ülkesi ve Ortadoğu'da İsrail'in güvenliğini korumak ile sınırlı olmayan birçok önemli çıkarı bulunuyor.

ABD, Hamas ile silah bırakması ve Gazze Şeridi'nin bugününe ve geleceğine etki etmemesi konusunda mı anlaşıyor?

Hamas'ın Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki siyasi hayata katılım karşılığında silah bırakmaya veya bu konuda bir düzenlemeye hazır olduğu, çok sayıda göstergeden anlaşılıyor.

İsrailliler ise Hamas'ı tamamen ortadan kaldırmak istiyorlar.

Önümüzdeki bir iki hafta içinde İsrail ile arabulucular arasındaki görüşmelerde ve ABD ile Hamas arasındaki müzakerelerde neler yaşanacak?!.

Şimdi Suriye sahnesine yönelelim.

Suriye'nin kıyı şehirlerinde Esad rejiminin kalıntıları ve kardeşi Mahir’e bağlı unsurların öncülüğünde, cumartesi gününden itibaren 3 gün devam eden ayaklanmalar yaşandı.

Saldırılarda binin üzerinde insan hayatını kaybederken, bunların yarısı veya daha fazlası sivillerden oluştu.

Güvenlik güçleri ise 300’den fazla personelini kaybetti. Araplar ve uluslararası toplum, sivillerin korunmasını ve hükümet güçlerinin mezhepçi davranışlardan uzak durmasını istedi.

Ahmed eş-Şara, çok sayıda ihlalin yaşandığını kabul ederek, ayrıntıları incelemek üzere bir soruşturma komisyonu kurdu.

Resmi söylem, Esad güçlerinin kalıntılarının yabancı bir güçle birlikte bu karışıklıkları başlattığı yönünde.

Çoğunluğu Suriye'deki yeni hükümete karşı çıkanlar olmak üzere birçok kişi, huzursuzluğun daha da artacağını öngörerek, uluslararası topluma katliamları kınama çağrısında bulundu.

Avrupalıların açıklamaları ile Amerikalıların açıklamaları arasında da çelişkiler vardı.

Bazı kaynaklar, güvenlik güçlerine yönelik saldırıyı başlatanların Esad rejiminin kalıntıları olduğunu söylerken, diğer kaynaklar ise sivillere yönelik katliamlara ilişkin haberleri öne çıkardılar.

Her halükârda Suriye makamları, olaylarla ilgili bir soruşturma komisyonu kurulduğunu ve sahil bölgesindeki operasyonların durdurulduğunu duyurmasının hemen ardından, aniden iki anlaşmaya varıldığı da açıklandı:

Bunların ilki, Kürtler (SDG ve Mazlum Abdi) ile Ahmed Şara arasında imzalanan ve sorunu nihai olarak çözmeye ve SDG’nin yeni devlet güçlerine entegre edilmesine yönelik anlaşmaydı.

İkincisi, Ahmed Şara ile Süveyda'daki Dürziler arasında varıldığı açıklanan anlaşmaydı.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.