Prof. Dr. Naci Görür'den için flaş sözler: "Marmara'da deprem olacak, bitti"

Prof. Dr. Naci Görür'den için flaş sözler:
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

İstanbul'da 23 Nisan'da yaşanan 6.2 büyüklüğünde deprem sonrası, bilim insanlarının birbiriyle çelişen yorumları tartışılıyor. Depremin ana deprem olduğunu söyleyen de var, büyük depremin öncüsü olduğunu da.

Tartışmalar, Marmara Denizi'nde uzun süredir deprem araştırmaları yapan Prof. Dr. Naci Görür'e soruldu.

Görür, "Ayağına hiç deniz suyu değmemiş, hiç Marmara Denizi'ni bilmeyen adam konuşuyorsa ben ne yapayım? Benim içinde olduğum projelerde etkisi yüksek dergilerden yayım yapılmıştır. Bölünen bir bilim dünyası yok. 'İstanbul'da deprem riski bitti' diyenler hangi hakemli dergide yayım yapmışlarsa önümüze koysunlar." diye konuştu.

Görür, yer bilimcilerin olasılık üzerine bilgi verdiğini, aksini söyleyenlerin bilim dünyasından olmadığını savundu. Evrensel nitelikte bilim yapan kişilerin Türkiye'de sadece birkaç kişi olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da 23 Nisan'da yaşanan 6.2 büyüklüğünde depremle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Görür, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

"Aziz milletimle dertleşme: Şunları bir kez daha dikkatlerinize sunmayı görev addediyorum.

1- İstanbul depremi olacak (Marmara Depremi)

2- Bu son 23 Nisan depremleri İstanbul Depremini daha da öne çekti.

3- Millet olarak fay ve deprem olacak mı olmayacak mı konuşmayalım.

4- Bizim için önemli olan Deprem Dirençli kentler yaratmaktır. Depremleri minimum hasarla atlatalım. İnsanlarımız ölmesin.

5-Bilim insanlarına saygılı olalım ve bilimin tarafında duralım.

6-Bir bilim insanı evrensel nitelikli araştırma yapan, veri toplayan, veriye göre sonuca varan, vardığı sonuçlar uluslararası konferanslarda sunan ve uluslararası dergilerde yayınlayan insandır. Sanıldığı gibi her titir taşıyan bilim adamı değildir. Saygılarımla."

"BURADA DEPREM OLMAZ DEMEK HAKİKATEN YAZIKTIR VE VEBAL ALTINDA BIRAKIR"

Öte yandan Prof. Dr. Naci Görür, KAFA TV'de Candaş Tolga Işık'a da depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Naci Görür, deprem sonrası bilim insanlarının çelişkili değerlendirmeleriyle ilgili konuştu.

Prof. Dr. Naci Görür açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

"Bu oluşan depremler enerjiyi boşaltmadığı gibi Marmara'nın içerisindeki fay tehdidini ortadan kaldırmadı. Tam aksine tehdidi daha da artırdı. Kumburgaz Fayı zaten yılda 2 buçuk santime denk gelen stres biriktiriyor. Hangi akıl ve mantıkla 'burada deprem olmaz' demek hakikaten yazıktır ve vebal altında bırakır. Milyonlarca insanın can güvenliğiyle oynamayın. Bu abesle iştigaldir. Böyle şey olmaz.

6.2'LİK DEPREM İSTANBUL'DE BEKLENEN BÜYÜK DEPREMİ TETİKLER Mİ?

Tetikler. Sıkıntı orada. Tetikleme nedir? Bu çatı dedi, 25-30 km'si kırıldı, Kumburgaz Fayı'nın uzunluğu 65-70 km. 30 km'si kırılmış olsa 40 km'si kırılmadı. Uçtan kırılmaya başladığı için gittikçe geriliyor, gittikçe kırılıyor. Ben de diyorum ki, bu deprem bu fayın daha fazla gerilmesine, onun deprem üretme potansiyelini öne çekmesine sebep oldu. Daha da dikkatli olun.  

Bütün dünyanın evrensel bilimin kabul ettiği verilere göre konuşmak zorundasın. Bilim dünyası bunu bekliyor. Halka konuşmaksa başka bir şey. Halka bilimi tanıtmak bizim görevimiz. Deprem gerçeğini anlatmak görevimiz. Hissi işlere gitmektense halkı aydınlatmak zorundayız.

DEPREMİN ÖNCÜ OLDUĞUNU ANLAMAK MÜMKÜN MÜ?

Diyelim ki, yarın, öbür gün, 3 ay sonra 7,4 büyüklüğünde deprem pat diye vurdu İstanbul'u. Diyeceğiz ki; 'vay be 23 Nisan depremi demek ki öncü depremmiş.' Diyelim ki 6,5 deprem olur, ona öncü diyebiliriz.

"TEHLİKE DEVAM EDİYOR"

Tehlike devam ediyor. Bundan sonra daha büyük deprem olursa kökten kırar, kalmaz bir şey. Bundan sonra bir deprem olursa büyük deprem olacağını tahmin ediyorum.

Marmara'nın altında canlı bir fay sistemi var. Bizzat dalarak gördüm, inceledik. Su çıkışlarını, gaz çıkışlarını gördük. Gözümüzle gördüğümüz bir sistem. 1200 metre suyun altına daldım, 7 saat çalıştık.

"SİZİ ELEŞTİRENLER DE VAR"

Ben burada bana yakışmayan şeyler söyleyebilirim ama tabi söylemeyeceğim. 99'da deprem olduğu zaman Marmara Denizi bilinmeyen bir denizdi. Hiçbir çalışma yoktu. 3 tane çalışma vardı. Türkiye denizlerde araştırma yapma fukarasıydı. Ege'yi bile doğru düzgün bilmiyorduk. Deniz araştırmalarında Türk tarafının başkanıydım. Dünyada ilk kez Marmara Denizi'nin dibinin haritasını çıkardık. Bugün bütün konuşanlar bizim haritamız üzerine konuşuyor.

"AYAĞINA HİÇ DENİZ SUYU DEĞMEMİŞ ADAM KONUŞUYORSA BEN NE YAPAYIM"

Ayağına hiç deniz suyu değmemiş, hiç Marmara Denizi'ni bilmeyen adam konuşuyorsa ben ne yapayım ya? Bizim ülkemiz öyle yani.

"BÖLÜNEN BİR BİLİM DÜNYASI YOK"

Mesela soruyorlar bugünkü televizyonlarda, 'Bilim dünyası bölündü' diyor. Bölünen bir bilim dünyası yok. Zaten aksini söyleyen bir bilim dünyası değil.

'İstanbul'da deprem riski bitti' diyenler hangi uluslararası saygın dergide, hangi hakemli dergide yayını yapmışlarsa önümüze koysunlar, şapkamızı çıkartalım.

"BUNU DİYEN BİLİM ADAMI OLAMAZ"

(İstanbul'daki büyük deprem için gerekli enerji toplanmadı iddiası) Şimdi bunu diyen adam bilim adamı olamaz. Dünyanın en saygın dergisinde yayınlanmış bir makale var. Diyor ki, '30 sene içerisinde yüzde 47' falan. Şimdi sen kalkıp da olamaz dersen bunun bir anlamı var mı? Sen eğer 'Yetmez 60 sene sonra' diyorsan, hani makalen ya? Sen onu yaz.

"SİZİ FELAKET TELLALLIĞIYLA SUÇLUYORLAR"

Tam aksini düşünmeleri lazım. Ben yüzde 90 konuşmalarımda deprem dirençli kentler oluşturmayı anlatıyorum. Deprem dirençli kentler nasıl oluşturulur? Bizde 50 binler ölürken, deprem dirençli kentlerde 5-10 kişi ölüyor. Bu adamlar bu kentleri nasıl yaptılar. Ben de deprem dirençli kentleri nasıl yaparız diye halka onu anlatıyorum. Ama biri kalkıp da 'Aman bu hoca deprem dedi ben çok korkuyorum ay ay ay, sussun söylemesin' diyorsa korkunun ölüme, ecele faydası yoktur. Ve korksun yani, hiç umurumda değil. Ben insanlarımın can güvenliğini istiyorum. Bu asırda Türkiye'deki kentlerde on binlerce cesedin her büyük depremden sonra gömülmesini istemiyorum. Minimum hasarla ülkemin kurtulmasını istiyorum. Günlük yaşamın değişmemesini istiyorum. Tayvan gibi Japonya gibi olmasını istiyorum. Ben fayı anlatmıyorum.

"İSTANBUL'DA BAHSEDİLEN O BÜYÜK DEPREMİN HİÇ OLMAMA İHTİMALİ YOK MU?"

Hayır. Neden? İstanbu, Marmara Denizi, sismik bir boşluk. Sismik boşluk demek sağında deprem var, solunda deprem var, ortasında deprem yok. Bu matematiksel olarak mümkün değil. Muhakkak kırılmak zorunda. Muhakkak ama matematik gibi, 2 kere 2 dört.

"MARMARA'DA DEPREM OLACAK, BİTTİ"

1766'dan beri deprem yok. Bu fay, her 250 senede bir tekerrür periyodu olduğuna göre 1766 + 250 bugünlere geliyor. Ben diyorum ki niye fayı tartışıyorsun? Sen Einstein ol, en büyük sen ol, yaşa diye ben de kalkayım önümü ilikleyeyim, alkışlayayım. Ama derdime deva ol. Ölmeyeyim diye, evim yıkılmasın diye, göçük altında kalmamayım diye gerekeni söyle. Marmara'da deprem olacak, bitti. Nasıl olursa olsun. Marmara'daki çevresindeki kentler nasıl ölmeden yaşayabilirler? Demin söylediğim gibi; yönetim, halk, alt yapı, yapı stoku, çevre, ekosistem ve ekonomiyi düzeltmekle olur. Bunları da nasıl düzeltirsin; madde madde söylüyorum ya. Allah'tan korkun daha ne söyleyeceğim bilmiyorum ki yani."
 

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.