Bercan TUTAR
Batı dünyasının sadece askeri olarak değil ideolojik olarak da çözüldüğü ve kendi içinde sarsıntılar yaşadığı bir süreçte Türkiye attığı hamlelerle göz dolduruyor. PKK'nın silah bırakması ile somutlaşan yeni şahlanış döneminde Türkiye, iç cephe yanında dış cephede de tarihi adımlar atarak güç dengelerini değiştiriyor.
Batı dışındaki Küresel Güney dünyası da bu gerçeğin farkında. Türkiye'nin Suriye başta olmak üzere Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkanlar, Kafkasya, Orta ve Güney Asya ile Doğu Akdeniz'de en başat aktör haline gelmesi ABD, Avrupa, Rusya ve Çin arasındaki yeni güç rekabetinin ana cephesi konumundaki Atlantik ve Hind-Pasifik jeopolitiğinde de ülkemizi kilit aktör konumuna getirmiş durumda.
Türkiye'nin oyun kurucu pozisyonu, bölgesel ve küresel aktörler arasındaki hegemonik mücadele kızıştıkça daha da güçleniyor.
Bu yeni tablonun lokomotifi ise terörsüz Türkiye projesi. Batılı vesayetin gerilemesiyle PKK/ YPG artık ülkemizin geleceğinde kendine yer bulamıyor. Attığı ezber bozan adımlarla emperyal güçlerin elindeki Kürt kartını alan Türkiye bölgemizdeki işgalcilerin kâbusu haline geliyor.
***
Ortadoğu'daki bütün Kürtlerin hamisi konumuna yükselen Türkiye, yeni süreçte Kürt realitesini jeopolitik bir jokere dönüştürerek Batı'nın süregelen istismarını sonlandırmanın yanında İsrail'in devreye soktuğu Siyonist Kürtler projesini de akamete uğratacaktır.
Zira sömürgeci aktörler taktiksel avantajlar elde etmeye yönelik sinsi stratejilerle hareket ederken Türkiye, uzun vadeli kazanımlara dayalı vizyoner bir siyasa ile oyun kuruyor. Nitekim Haaretz'deki analizde de ifade edildiği gibi geldiğimiz aşamada Suriye'de ayakta kalabilen tek aktör Türkiye...
Unutmayalım ki Türkiye karşıtı küresel lobi büyük bir darboğazda. Kendi iç kavgalarıyla meşgul. Böyle kritik bir dönemeçte Suriye'deki YPG'nin karar verme zamanı geçiyor. Bir an önce pozisyonlarını netleştirmek zorundalar.
Zira Abdullah Öcalan'ın "PKK silah bırakmalı ve kendini feshetmeli" çağrısının ardından PKK'nın Suriye kolu olan YPG'nin eski eşbaşkanı Salih Müslim, El Arabiya'ya yaptığı açıklamada, "Çağrıya katılıyoruz. Siyasi bir grup olarak faaliyet göstermemize izin verilirse silah bırakacağız" ifadelerini kullanmıştı.