Hadia Mubarak: Eski bir atasözü olan “Roma'dayken Romalıların yaptığını yap”, içinde bulunduğumuz dönemde “Suriye'deyken Almanların ve Fransızların yaptığını yap” haline gelmiş galiba. Babası 46 yıl boyunca Suriye'den sürgün edilmiş ve aile dostları Esad rejimi tarafından işkence edilerek öldürülmüş Suriyeli bir Amerikalı olarak, Batı'nın Arap liderlerine yönelik “turnusol” vazifesi gören bu yaklaşımını çelişkilerle dolu ve tek kelimeyle saldırganca buluyorum.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot 3 Ocak’ta Suriye’nin geçici lideri Ahmed El Şara ile görüşmek üzere Şam’a gitti. Ziyaret, Arap dünyasının en kanlı rejimlerinden biri olan Baas diktatörlüğünün bir anda yıkılmasının üzerinden henüz bir ay geçmeden gerçekleşti.
Suriye-Avrupa ilişkileri bağlamında gündeme gelen meseleler sayısız konuyu kapsıyor: bölgesel istikrar, ekonomik iyileşme, savaş sonrası adalet ve uzlaşma, mülteci krizi…
Buna rağmen Batı medyası, El Şara’nın İslami normlara uygun bir biçimde Baerbock’a elini uzatmak yerine başını sallayarak ve gülümseyerek onu selamlamasına odaklanmayı tercih etti. Batılı medya uzmanları olayı “skandal” olarak nitelendrdi.
Politico’da yayınlanan bir başyazı, el sıkışmak gibi ıvır zıvır detayların bir Müslüman liderin ne ölçüde “ılımlı” olduğuna dair yeni bir “turnusol kağıdı” haline gelmesi gerektiğini öne sürecek kadar ileri gitti.
Politico’daki yazıda, kapsayıcılık kılıfı adı altında El Şara gibi Müslüman liderlerin kadınların elini sıkmaya zorlanmaları gerektiği, aksi takdirde bunun Batı’da alarm zillerini çaldıracağı ima ediliyordu. Eski bir atasözü olan “Roma’dayken Romalıların yaptığını yap”, içinde bulunduğumuz dönemde “Suriye’deyken Almanların ve Fransızların yaptığını yap” haline gelmiştir.
Babası 46 yıl boyunca Suriye’den sürgün edilmiş ve aile dostları Esad rejimi tarafından işkence edilerek öldürülmüş Suriyeli bir Amerikalı olarak, Batı’nın Arap liderlerine yönelik “turnusol” vazifesi gören bu yaklaşımını çelişkilerle dolu ve tek kelimeyle saldırgan buluyorum.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIK'layınız...