Dün İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, yapı güvenliği tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Sarsıntının ardından birçok kişi yaşadığı binanın depreme dayanıklılığını sorgulamaya başladı. Uzmanlara göre, bir binanın sağlam olup olmadığını anlamanın en doğru yolu, uzmanlarca yapılan dayanıklılık testlerinden geçiyor. Ancak kamuoyunda, kolonların daire içinde yer alıp almadığı, binanın bitişik nizamda inşa edilip edilmediği ya da duvarlardaki çatlaklar gibi gözle görülür unsurlar da sıkça tartışılıyor. Bu sorular ve endişeler ışığında, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi, Yapı ve Deprem Mühendisliği Laboratuvarı’ndan Prof. Dr. Ercan Yüksel, daha önce hurriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamalarda konuya dair önemli bilgiler paylaşmıştı.
İsmail SARI / Hürriyet gazetesi
Dün İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem ve ardından yaşanan artçı sarsıntılar, kentte yapı güvenliği konusunu bir kez daha gündemin ilk sırasına taşıdı. Özellikle 1999 Marmara Depremi’nin ardından defalarca tartışmaya açılan “sağlam bina” meselesi, yeniden vatandaşların en büyük endişesi haline gelirken, gözler bir kez daha İstanbul’daki yapı stoğuna çevrildi.
Yaşanan deprem sonrası vatandaşların oturdukları binaların sağlamlığına dair endişeleri artık giderek daha artıyor. Bu süreçte, riskli yapıların nasıl tespit edildiği, hangi kriterlerin dikkate alındığı gibi sorular da sıkça gündeme gelmeye başladı.
Günlük konuşmalarda ise binaların bitişik nizamda inşa edilip edilmediği, daire içindeki kolon ve kirişlerin sayısı, duvarlardaki çatlaklar gibi yapısal detaylar, binanın dayanıklılığına dair halk arasında en çok merak edilen unsurlar arasında öne çıkıyor. Özellikle İstanbul’un birçok semtinde bitişik nizam yapıların yoğunluğu dikkat çekerken, bu durum vatandaşların kaygılarını daha da artırıyor.
Tüm bu sorulara daha önce İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi, Yapı ve Deprem Mühendisliği Laboratuvarı’nda görevli Prof. Dr. Ercan Yüksel ile görüşmüştük. Prof. Dr. Yüksel, yapı güvenliği konusunda dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili oldukça önemli bilgiler paylaşmıştı.
Bitişik yapılar sağlamlığı etkiler mi İşte en tehlikeli çatlaklar... Bina güvenliği ile ilgili 5 SORU 5 YANIT
İŞTE 5 SORUDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
1- BİTİŞİK NİZAM İNŞAAT, BİNALARIN DAYANIKLILIĞINDA BELİRLEYİCİ BİR FAKTÖR MÜ?
Halk arasında genelde "Bitişik nizamdaki yapılar birbirine yaslanarak destek oluşturuyor" düşüncesi hâkim. Oysa binaların mühendislik hesapları yapılırken hepsinin tekil bloklar olarak yani birbirinden ayrı şekilde tasarlanması gerek. Çünkü deprem hareketi gibi bir etki geldiğinde binalar, öngörmüş olduğumuz çerçevedeki yer değiştirmeleri yani yatay deplasmanları (öteleme veya gidip-gelme hareketi) yapabiliyor olmalı. Fakat bitişik nizamda buna pek imkân olmuyor.
Binalar farklı zamanlarda yapıldıkları için örneğin döşeme seviyeleri aynı hizaya bile gelmemiş olabiliyor. Bu çok tehlikeli bir durum… Çünkü birinin döşemesi diğerine göre daha alt ya da üst kottaysa çarpışma esnasında yapılardan birinin kolonu kırılabiliyor. Bu yapılaşma ne yazık ki uzun zamandır yapı stokumuzdaki en önemli sorunlardan biri...
2- BİTİŞİK NİZAM BİNALARDA EN TEHLİKELİ KISIMLAR HANGİ BÖLÜMLER?
Bu blokların kenar bölümleri her zaman daha risklidir. Uçta oldukları için deprem esnasında yıkılma olasılıkları orta bölümlere göre daha fazladır. Çünkü diğer bölümlerde kolon kırılma ihtimali olsa da sonuç olarak bu binalar, birbirine yaslanan ve birbirlerinin üzerinden kütle transferi yapabilen sistemlere dönüşürler. Zayıflık durumunda ortadakilerin kolonları kırılmadığı sürece davranışlarının daha iyi olduğunu düşünebiliriz. Bu durumu da kötünün iyisi şeklinde yorumlamak daha doğru olur.
3- BİNALARIN ARASINDA NE KADAR MESAFE OLMALI?
Bunu hesaplayabilmek için binanın proje çalışmalarının iyi incelenmesi ve yönetmeliklere uyulması gerek. Örneğin 5 katlı bir bina düşünelim, solundaki yapının da 25 santimetre deplasman yapma özelliği bulunsun. Yani yandaki bina deprem esnasında 25 santimetre sağa sola vuracak. Mevcut binanın da deprem sırasında bunu yapma ihtimali var. O nedenle tüm sallantı hesaplarının yapılıp araya belli bir güvenlik toleransı da konarak çıkan sonuca göre binaların arasında bırakılacak mesafenin belirlenmesi gerekiyor.
4- EVDE KOLON GÖRÜNMÜYORSA TEDİRGİN OLUNMALI MI?
Yapı çerçeve türü bir sistem ise mutlaka kolon vardır. Fakat bazen kolonlar duvarlarla hemyüz inşa edilirler yani çıkıntı şeklinde değillerdir. Dolayısıyla kolonu göremeyebilirsiniz. Bu tip durumları metal detektörü ile çok kolay bir şekilde anlamak mümkün. Bu aletle duvarlara bakınca, duvar içinde kolona ait olan donatılar olmayınca sensordan ses alamıyorsunuz. Kolonun bulunduğu bölgede ise net olarak ses alıyorsunuz. İşte o ses, o noktada aslında kolon olduğunu söylüyor.
Ya da komşu dairede duvarla ilgili bir bölümlendirme bulunuyorsa büyük olasılıkla inşa sürecinde bir taraftaki dairede kolon olarak bırakılmış diğer taraftaki dairede ise kolon duvarla hemyüz olarak yapılmıştır. Bu büyük bir sorun değildir. Aletle basit bir ölçümle durum anlaşılabilir.
5- KONUTLARDAKİ HANGİ ÇATLAKLAR RİSK SEBEBİ?
Öncelikle kiriş, kolon ve bunların birleşim bölgesi olan noktalarda çatlak olup olmadığına çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bunlar zaten bize betonarme sisteminin ön kusurlu veya ön hasarlı olup olmadığı konusunda ipucu veriyor. Özellikle kirişlerin her iki ucuna dikkat edilmeli. Kirişler konuttaki yatay elemanlarımız ve kirişlerin sol-sağ uçlarındaki hasarlar önemli. Çünkü deprem hasarına işaret ediyorlar.