Ahmed Arif'in eksik parçaları: Şehir, kimlik ve dil

Ahmed Arif'in eksik parçaları: Şehir, kimlik ve dil
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Behçet Darğın

Independent Türkçe

Sözünü edeceğimiz parçalar; her insanın, her şairin (veya yazarın) mayasında olup onu şekillendiren temel unsurlardır.

Ancak şairleri bu noktada diğer insanlardan ayıran temel etken, bunları eserlerine taşımalarıdır.

Eserlerini bu parçalar üzerinden inşa eder ve bunlarla kendilerine özgü bir sanat lisanı oluştururlar.

Öyleyse; bir aydının varoluşunu belirleyen temel parçalar nelerdir?

Bu sorunun cevabını şu şekilde verebiliriz:

Kendi "memleketi" , "kimliği" ve "ana dili"dir.

Bu unsurların tamamı ele alınmadan bir şair ve yazar hep eksik kalır.

Böylece; varoluşun sadece biyolojik bazlı olmadığını aynı zamanda kültürel olduğu da ortaya çıkıyor.

İdeolojilerin, resmi söylemlerin ağır bastığı yerlerde her şey, çoğu zaman dar ideolojik bir bakış açısıyla değerlendiriliyor.

Bu üzücü durum genellikle kabul edilmiyor.

Kabul gördüğünde de "A ya da B kişisi de aynısını yapıyor" denilerek, kendini haklı çıkarma güdüsü devreye giriyor.

Bu ideolojik körleşme, sağ, sol ya da dindar kesimler arasında da oldukça yaygın.

Herkes, kendi görüşlerine yakın yazarları, sanatçıları öne çıkarıp tanıtırken, diğerlerini göz ardı ediyor ya da dışlıyor.

Bazen, diğer görüşlerden olanları da yalnızca kendi çıkarlarına uyan yönleriyle ele alıyor, uymayan yönlerini örtbas etmeye çalışıyor.

Bu, okura yanlış ve eksik bilgiler sunduğu gibi, bir aydının tam anlamıyla tanınmasını da engelliyor.

Yani; eksik ya da değiştirilmiş çalışmalar, bir yazarın gerçeklerini yansıtmadığından, onun gerçek kimliğini ortaya koymaz.

Çünkü bir yazar (veya sanatçı), dilinden, kültüründen ve geleneklerinden koparılarak ele alınamaz.

Maalesef, edebiyatın çok sesli niteliğine aykırı bu tür rahatsız edici uygulamalara sıkça rastlıyoruz.

Türk edebiyatı, biyografiler üzerine yapılan inceleme ve değerlendirmeler bakımından oldukça zengin bir alan.

Ancak; bir kısım şair/yazarın hayatı ayrıntılı bir şekilde ele alınmışken bir kısmının da sadece çalışmaları, bu çalışmalar da belli yönleriyle ele alınmıştır.

Bu tutum; Türk edebiyatının önemli isimlerinden şair/yazar Âtıf Bedir tarafından açıkça eleştiriliyor.

Bedir, "Hayatın Şiiri Edebiyat"1 kitabında Türk çevirmenlerin André Gide'nin "Günlükler"ini Türkçeye çevirirken Türkler ve Türkiye ile ilgili olumsuz bölümlerin çıkarılmasını eleştiriyor.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.